In der Anwendung der akustischen Wellentherapie werden die natürlichen Mechanismen des Körpers genutzt, um Cellulite-Behandlungen, gezielte Gewichtsreduktion und Straffung der Gewebe durchzuführen

Wie wird die akustische Wellentherapie angewendet?

Akustische Wellentherapie, im Rahmen des Verfahrens wird eine kalte Gel auf die zu behandelnde Stelle aufgetragen. Anschließend wird das Gerät mit speziellen Aufsätzen auf die betroffene Stelle aufgetragen, ähnlich wie bei einer Massage.

Es wird insbesondere in Bereichen mit lokalisiertem Fettansammlung wie Unterarmen, Hüften, Bauch und Beinen angewendet. Es kann erfolgreich in allen Bereichen des Körpers angewendet werden, in denen Fettprobleme auftreten.

Akustische Wellentherapie

Bölgesel zayıflama uygulamasında vücudun kendi doğal mekanizmaları kullanılmakta olup, selülit tedavisi, bölgesel zayıflama ve dokuların sıkılaşması amacıyla uygulanmaktadır. Yağlanmanın fazla olduğu bölgelerdeki problemi gidermek amacıyla bölgesel olarak uygulanmaktadır. Vücudun yağlanma problemi olan her bölgesinde başarı ile kullanılmaktadır.

Bölgesel zayıflama uygulamasında işlem yapılacak bölgeye soğuk jel sürülmektedir. Sonrasında cihazın özel başlıkları ile bölgeye masaj yapar gibi uygulanmaktadır. Özellikle lokalize yağ birikiminin yoğun olduğu ön kol, kalça, göbek ve bacak bölgelerine uygulanmaktadır. Bu bölgelerin dışında vücudun yağlanma problemi yaşanan bütün bölgelerinde de başarı ile uygulanabilmektedir.

Bölgesel Zayıflama Nasıl Etki Gösterir

Uygulamada kullanılan akustik dalgalar ile bölgesel yağlanma ve selülit problemlerine çözüm üretilebilmektedir. Bu dalgaların hedefi yağ hücre zarlarıdır. Yüksek basınçlı ses dalgaları ile yağ hücre zarlarının parçalanması sağlanmaktadır. İşlem sonunda ortaya çıkan metabolik ürünler, lenfatik ve kan dolaşımı sistemleri aracılığıyla uzaklaştırılmaktadır.

Bölgesel Zayıflama Kimler İçin Uygun Değildir?

Bölgesel zayıflama kan sulandırıcı ilaç kullananlar, hamileler, implante kardiyak elektrotları olanlar ve ciddi kardiyovasküler bozukluğu olanlar için uygulanamamaktadır.

BÖLGESEL ZAYIFLAMA

In Acoustic Wave Therapy applications, the body's natural mechanisms are used to treat cellulite, target localized fat reduction, and improve tissue firmness. It is applied regionally to address issues in areas with excess fat accumulation. It is successfully used in various parts of the body with fat-related problems.

n Acoustic Wave Therapy applications, a cold gel is applied to the area where the procedure will be performed. Then, the device's special applicators are used on the area in a massaging motion. It is applied especially to areas with localized fat accumulation, such as the forearms, hips, abdomen, and legs. It can be successfully applied to all areas of the body where fat accumulation is a concern.

The high-pressure sound waves used in the procedure target fat cell membranes. They help break down fat cell membranes. Metabolic byproducts produced during the process are eliminated through the lymphatic and circulatory systems.

How Many Sessions of Acoustic Wave Therapy Are Required?


The number of sessions required for Acoustic Wave Therapy varies depending on the extent of the condition and the percentage of fat to be burned.

Who Is Not Suitable for Acoustic Wave Therapy?


Acoustic Wave Therapy is not suitable for individuals taking blood-thinning medications, pregnant individuals, those with implanted cardiac electrodes, and individuals with severe cardiovascular disorders."test

Acoustic Wave Therapy


Saç dökülmesi, birçok kişinin yaşadığı yaygın bir sorundur ve bu konuda çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Saç dökülmesi tedavisinin etkili olabilmesi için öncelikle dökülme nedeninin tanımlanması önemlidir.

Androgenetik Alopesi (Erkek Tipi ve Kadın Tipi Kel Kafalık):

 Genetik faktörlere bağlı olarak gelişen en yaygın saç dökülme türüdür. Genellikle başın üst kısmında seyreklik ve kellik oluşturur.

 Yavaş yavaş saçın üst kısmında seyrekliğe neden olan bir tür erkek tipi saç dökülmesidir.

 Saçların eşit olarak her yerden döküldüğü bir durumdur ve genellikle stres, hormonal değişiklikler veya beslenme eksiklikleri ile ilişkilendirilir.

 Vücudun diğer bölgelerinde saç dökülmesini içeren bir tür alopesidir.

 Yoğun stres, travma, doğum veya şiddetli hastalık gibi nedenlerle saçın büyük bir kısmının aynı anda döküldüğü geçici bir durumdur.

 Topikal bir losyon veya sprey olarak kullanılan minoxidil, saç dökülmesini yavaşlatabilir ve yeni saç büyümesini teşvik edebilir. Hem erkekler hem de kadınlar için mevcuttur.

 Erkek tipi saç dökülmesi tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Erkekler için reçeteyle verilir ve saç dökülmesini yavaşlatır.

 Lazer terapisi, saç foliküllerini uyararak saç büyümesini artırabilir. İşlem sıklıkla saç dökülmesini azaltmaya yardımcı olur.

 Ciddi saç dökülmesi durumlarında, saç foliküllerinin başka bir bölgelerden alınıp kellik bölgesine nakledilmesi amacıyla yapılan bir cerrahi işlemdir.

 Hastanın kendi kanından alınan platelet zengin plazma, saç dökülmesini azaltmaya ve saç büyümesini teşvik etmeye yardımcı olabilir.

Saç Dökülmesi İçin Beslenme ve Vitamin Takviyeleri:

 Saç sağlığı için önemli olan besin maddelerini eksik olan kişilere, doktorlar belirli vitamin ve mineral takviyeleri önerebilirler.

 Saç dökülmesi durumunda saç derisine topikal steroid kremleri uygulamak, inflamasyonu azaltarak saç dökülmesini kontrol altına alabilir.

Saç dökülmesi tedavisi, bireysel duruma ve dökülme türüne bağlı olarak değişir. Tedavi seçiminde en önemli faktör, saç dökülmesinin nedeninin belirlenmesidir. Bu nedenle, bir dermatolog veya saç uzmanına danışmak tedavi planı oluşturmak için kritik öneme sahiptir.

Sonuçlar tedaviye ve bireyin yanıtına bağlı olarak değişebilir. Saç dökülmesi tedavileri sıklıkla düzenli olarak devam ettirilmelidir ve bazıları uzun vadeli çözüm sağlayabilirken, bazıları geçici sonuçlar verebilir.

SAÇ DÖKÜLMESİ

Haarausfall ist ein weit verbreitetes Problem, das viele Menschen betrifft, und es gibt verschiedene Behandlungsoptionen dafür. Um eine wirksame Behandlung des Haarausfalls zu erreichen, ist es wichtig, zuerst die Ursache des Haarausfalls zu identifizieren.

Arten von Haarausfall: Androgenetische Alopezie (männlicher und weiblicher Typ): 

Dies ist die häufigste Form von Haarausfall, der auf genetische Faktoren zurückzuführen ist. In der Regel führt es zu Ausdünnung und Kahlheit im oberen Teil des Kopfes. 

Dies ist eine langsame Ausdünnung der Haare im oberen Bereich des Kopfes und eine Art von männlichem Haarausfall. 

 Dies ist ein Zustand, bei dem die Haare gleichmäßig aus allen Bereichen ausfallen und oft mit Stress, hormonellen Veränderungen oder Ernährungsmängeln in Verbindung gebracht wird. 

 Dies ist eine Form der Alopezie, die den Haarausfall in anderen Körperbereichen einschließt.

 Ein vorübergehender Zustand, bei dem aufgrund von intensivem Stress, Trauma, Geburt oder schweren Krankheiten eine große Menge Haare gleichzeitig ausfällt.

Behandlungsoptionen für Haarausfall: Minoxidil: Minoxidil, ein topisches Lotion oder Spray, kann den Haarausfall verlangsamen und das Wachstum neuer Haare fördern. Es ist sowohl für Männer als auch für Frauen erhältlich. 

Ein Medikament, das bei der Behandlung von männlichem Haarausfall eingesetzt wird. Es wird nur auf Rezept für Männer verschrieben und verlangsamt den Haarausfall.

 Die Lasertherapie kann das Haarwachstum stimulieren, indem sie die Haarfollikel anregt. Die Behandlung kann häufig dazu beitragen, den Haarausfall zu reduzieren.

 In schweren Fällen von Haarausfall wird eine chirurgische Prozedur durchgeführt, bei der Haarfollikel aus anderen Bereichen entnommen und in den kahlen Bereich transplantiert werden. 

PRP (plättchenreiches Plasma) -Therapie:

 Plättchenreiches Plasma, das aus dem eigenen Blut des Patienten gewonnen wird, kann dazu beitragen, den Haarausfall zu reduzieren und das Haarwachstum zu fördern. 

Ernährung und Vitaminergänzungen für Haarausfall: 

Bei Personen, bei denen es an wichtigen Nährstoffen für die Haargesundheit mangelt, können Ärzte bestimmte Vitamin- und Mineralstoffzusätze empfehlen. 

 Das Auftragen von topischen Steroidcremes auf die Kopfhaut kann Entzündungen reduzieren und den Haarausfall kontrollieren.

 Die Behandlung von Haarausfall hängt von der individuellen Situation und der Art des Haarausfalls ab. Der wichtigste Faktor bei der Auswahl der Behandlung ist die Identifizierung der Ursache des Haarausfalls. Daher ist es entscheidend, sich an einen Dermatologen oder Haarspezialisten zu wenden, um einen Behandlungsplan zu erstellen.

Die Ergebnisse können je nach Behandlung und der Reaktion des Einzelnen variieren. Die meisten Haarausfallbehandlungen erfordern regelmäßige Anwendung und einige können langfristige Lösungen bieten, während andere nur vorübergehende Ergebnisse liefern können.

Haarausfall

Hair loss is a common issue experienced by many people, and there are various treatment options available for it. To ensure the effectiveness of hair loss treatment, it is important to first identify the cause of the hair loss.

Androgenetic Alopecia (Male Pattern and Female Pattern Baldness): 

It is the most common type of hair loss that develops due to genetic factors. It often results in thinning and baldness on the top of the head.

 A type of male pattern hair loss that gradually causes thinning on the top of the head.

 A condition where hair falls evenly from all over the scalp, often associated with stress, hormonal changes, or nutritional deficiencies.

 A type of alopecia that involves hair loss in other areas of the body.

 A temporary condition where a significant portion of hair falls out at the same time, often triggered by intense stress, trauma, childbirth, or severe illness.

 Topical lotion or spray used to slow down hair loss and promote new hair growth, available for both men and women.

 Medication used for the treatment of male pattern hair loss, prescribed for men to slow down hair loss.

 Laser therapy can stimulate hair growth by stimulating hair follicles. The treatment often helps reduce hair loss.

 In cases of severe hair loss, this surgical procedure involves the transfer of hair follicles from other areas to the balding region.

 Platelet-rich plasma extracted from the patient's own blood can help reduce hair loss and promote hair growth.

Nutritional and Vitamin Supplements for Hair Loss:

 Doctors may recommend specific vitamin and mineral supplements to individuals with deficiencies in nutrients crucial for hair health.

Topical Steroids: Applying topical steroid creams to the scalp in cases of hair loss can help control hair loss by reducing inflammation.

Hair loss treatment varies depending on the individual's condition and type of hair loss. The most critical factor in treatment selection is identifying the cause of hair loss. Therefore, consulting a dermatologist or hair specialist is crucial for developing a treatment plan.

Results can vary depending on the treatment and individual response. Hair loss treatments often need to be continued regularly, and while some may provide long-term solutions, others may offer temporary results.

HAIR LOSS

“Dudak dolgusu nedir?” sorusu sık merak edilen konular arasında. Dudak dolgusu çeşitli maddelerin dudaklara enjekte edilerek dudakların daha dolgun ve belirgin hale getirildiği bir estetik işlemdir. Genellikle hyalüronik asit gibi doğal olarak vücutta bulunan maddeler kullanılır. Bu işlem dudakların hacmini artırmak dudak çizgisini şekillendirmek ve ince çizgileri azaltmak amacıyla yapılır.

Peki dudak dolgusu nasıl yapılır? İşlem öncesinde dudağa en uygun form belirlenir ardından lokal anestezik krem uygulanır. Çok nadir olarak da lokal anestezi işlemi uygulanabilir. Bu işlemlerle dudağın uyuşması sağlanır. Dudağın uyuşması için bir süre beklendikten sonra kişiye özel kullanılan ince uçlu iğne ile dudakta işlem yapılacak bölgelere dolgu maddesi enjekte edilir. Doktor bu aşamada dudak dolgusu sonrası morarma veya şişmeyi en aza indirmek adına işlem boyunca ara ara dudaklara soğuk uygulama yapar. Uygulama tamamlandığında dudağa antibiyotik içeren krem sürülür.

Dudak Dolgusu Hangi Durumlarda Uygulanır?

Dudaklara yapılan dolgu uygulaması hacimsiz, ince, belirginliğini kaybetmiş dudak çizgilerini daha estetik kılmak adına uygulanır. Böylelikle dudak şeklinde bozukluk olan kişilere daha estetik bir görünüm kazandırılır.

18 yaşından itibaren kadın ve erkeklere uygulanabilen bu işlem aşağıdaki kişiler için uygun değildir:

Aktif otoimmün ya da romatolojik hastalığı bulunanlar,

Uygulanacak dolgu maddesine karşı duyarlılığı olanlar.

Dudak dolgusu işleminin sağladığı avantajlar aşağıdaki gibidir:

İşlemde vücutla uyumlu maddeler kullanılır.

Kişide herhangi bir yan etki yaratma riski azdır.

İşlemin ardından istenen görüntü elde edilmediğinde dudak dolgusu eritme uygulanabilir.

Dolgu ile dudaktaki asimetriler düzeltilir.

Hacim kazanan dudaklardaki yaşlanma izleri azalır.

İşlem kısa sürede sonları ve etkiler hemen görülür.

Etkisi kişi özelinde farklılık göstermekle birlikte uzun sürer.

Fransız dudağı tekniğinde üstle alt dudak altın oranı korunur. Bu teknikte dudakların hat şekline kavuşması sağlanır. Bu teknikte daha doğal sonuçlar elde etmek adına dolgunun dudak kasına ve bıyık bölgesinin içine enjekte edilmesinden kaçınılır.

Bu teknikte dolgu maddesi ince başlıklı iğnelerle dikey şekilde verilir. Böylelikle üst ve alt dudak hatlarının bir miktar dışa doğru kıvrılması sağlanır.

Dudak Dolgusu Öncesinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Dudak dolgusu yaptıranlar tarafından işlemden önce bazı önlemler alınır. Siz de dudak dolgusu öncesinde bu önlemleri almalısınız: İşlemden önce kullandığınız ilaçlarla ilgili olarak doktorunuza mutlaka bilgi vermelisiniz. Ağrı kesici, kan sulandırıcı ve aspirin gibi ilaçların kullanımını da 2 hafta öncesinden kesmelisiniz. Yine bu süreçte alkol, sarımsak, yeşil çay, ginseng, balık yağı ve E vitamini gibi kan sulandırıcı etkiye sahip olan faktörlerden uzak durmalısınız. İşlem uygulanacak bölgede aktif uçuk varsa işlemi iptal etmelisiniz. Bu türden uçuk durumunu sık yaşıyorsanız işlemden 2-3 gün önce ağızdan antiviral tabletlere başlamalısınız.

Dolgu işlemi doğru bir merkezde, doğru dolgu maddesiyle ve uzman kişilerce uygulandığından ağrısız, etkisiz bir işlemdir. Ancak en doğru uygulamada bile vücutta hassas bölgelerden biri olan dudaklara iğne batırılması nedeniyle bir miktar morarma ve kızarıklık oluşabilir. Bu etkiler normaldir ve kendiliğinden geçer.

Dudak Dolgusu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Dudak dolgusundan sonra doktor tarafından verilen tavsiyelere uyulması işlemden elde edilecek etkinin uzun sürmesi adına önemlidir. İşlemden sonra dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle:

Uygulamanın ardından 24 saat boyunca dudaklara krem, ruj, makyaj temizleyici sürülmemelidir. Dudaklar yıkanmamalıdır.

İşlemin hemen sonrasında aşırı sıcak ya da soğuk içecek ve yiyecekler tüketilmemelidir. Yeme içme işlemden 2-3 saat sonra yapılmalıdır.

Dudaklar temizlenirken ovuşturulmamalıdır.

Yeni uygulanmış dolgu maddesinin ezilmemesi için dudaklara basınç uygulayacak tüm işlemlerden uzak durulmalıdır.

Dişler fırçalanabilir ancak dikkatli olunmalıdır.

Yemek yerken sert çiğnemeden uzak durulmalıdır.

Egzersiz 2.gün itibariyle yapılmalıdır.

İşlemden sonraki ilk 1-2 saat dudaklar fazla büzülmemelidir.

İlk 3 gün yumuşak besinler tüketilmeli, sıcak soğuk temastan kaçınılmalı, sıcak banyodan uzak durulmalı, hamam ya da solaryuma gidilmemeli, spor yapılmamalı, güneşten kaçınılmalı, havuza denize girilmemelidir. Bu süreçte doktorun önerdiği antibiyotik içeren krem yoğun kullanılmalıdır. Yine bu süreçte kan sulandırıcı ilaç ve besinler, yüksek şeker içeren besinler ve kafeinden uzak durulmalıdır.

1 hafta düzenli bir şekilde dudak nemlendiricisi kullanılmalıdır.

kullanımı için doktorla görüşülmelidir.

Op. Dr. Muammer Kaya dudak dolgusu hakkında bilgi veriyor.

Lippenauffüllung (Lippenvergrößerung) - Was ist das?

 Die Frage "Was ist eine Lippenauffüllung?" gehört zu den häufig gestellten Fragen. Eine Lippenauffüllung ist ein ästhetischer Eingriff, bei dem verschiedene Substanzen in die Lippen injiziert werden, um sie voller und besser definiert erscheinen zu lassen. In der Regel werden natürliche Substanzen wie Hyaluronsäure verwendet. Dieser Eingriff dient dazu, das Lippenvolumen zu erhöhen, die Lippenkontur zu formen und feine Linien zu reduzieren.

Wie wird eine Lippenauffüllung durchgeführt?

 Vor einer Lippenauffüllung wird die optimale Form der Lippen festgelegt, und anschließend wird eine örtliche Betäubungscreme aufgetragen. In seltenen Fällen kann auch eine örtliche Betäubung angewendet werden. Diese Schritte dienen dazu, die Lippen zu betäuben. Nach einer kurzen Wartezeit, um die Betäubung wirken zu lassen, wird eine individuelle feine Nadel verwendet, um das Füllmaterial in die zu behandelnden Bereiche der Lippen zu injizieren. Während des Eingriffs trägt der Arzt gelegentlich Kälte auf die Lippen auf, um Schwellungen und Blutergüsse nach der Lippenauffüllung zu minimieren. Nach Abschluss des Eingriffs wird eine antibiotische Creme auf die Lippen aufgetragen.

Wann wird eine Lippenauffüllung durchgeführt?

 Eine Lippenauffüllung wird durchgeführt, um dünnen, formlosen Lippen und verlorengegangener Lippenkontur ein ästhetischeres Aussehen zu verleihen.

Für wen ist eine Lippenauffüllung nicht geeignet?

 Obwohl dieser Eingriff ab dem 18. Lebensjahr sowohl bei Frauen als auch bei Männern durchgeführt werden kann, ist er für folgende Personengruppen nicht geeignet:

Personen mit aktiven Autoimmun- oder rheumatischen Erkrankungen

Personen, die allergisch auf das verwendete Füllmaterial reagieren

Es werden körperverträgliche Materialien verwendet.

Das Risiko unerwünschter Reaktionen im Körper ist gering.

Wenn das gewünschte Ergebnis nicht erzielt wird, kann die Lippenauffüllung rückgängig gemacht werden.

Asymmetrien der Lippen können durch die Füllung korrigiert werden.

Falten und Alterserscheinungen an den Lippen, die durch das zusätzliche Volumen entstehen, können reduziert werden.

Die Feuchtigkeitsversorgung der Lippenumgebung verbessert sich.

Die Wirkung ist in kurzer Zeit sichtbar und hält lang an.

Französische Technik für Lippenauffüllung:

 In dieser Technik wird das Verhältnis zwischen Ober- und Unterlippe nach dem "Goldenen Schnitt" beibehalten. Dies trägt dazu bei, dass die Lippen ihre natürliche Form beibehalten. Um natürlichere Ergebnisse zu erzielen, wird vermieden, das Füllmaterial in die Lippenmuskulatur und den Bereich des Bartes zu injizieren.

Russische Technik für Lippenauffüllung:

 Bei dieser Technik wird das Füllmaterial mit dünnen Nadeln in vertikaler Richtung injiziert, um die Lippenlinien nach außen zu krümmen.

Dinge, auf die vor einer Lippenauffüllung geachtet werden sollte:

Informieren Sie Ihren Arzt vor dem Eingriff über alle von Ihnen eingenommenen Medikamente.

Blutverdünnende Medikamente, Schmerzmittel und Aspirin sollten zwei Wochen vor dem Eingriff abgesetzt werden.

Vermeiden Sie in diesem Zeitraum auch Alkohol, Knoblauch, grünen Tee, Ginseng, Fischöl und Vitamin E, da diese blutverdünnende Wirkungen haben.

Wenn Sie regelmäßig Lippenherpes haben, sollten Sie den Eingriff verschieben oder zwei bis drei Tage vor dem Eingriff mit der Einnahme von antiviralen Tabletten beginnen.

Mögliche Nebenwirkungen einer Lippenauffüllung:

Eine korrekt durchgeführte Lippenauffüllung mit dem richtigen Füllmaterial und von Fachleuten verursacht normalerweise keine Schmerzen oder schwerwiegenden Nebenwirkungen. In einigen Fällen kann es jedoch zu leichten Schwellungen, Blutergüssen oder Rötungen im empfindlichen Lippenbereich kommen. Diese Effekte sind normal und klingen von selbst ab.

Nach der Lippenauffüllung zu beachtende Punkte:

Es ist wichtig, den Empfehlungen des Arztes nach der Lippenauffüllung zu folgen, um sicherzustellen, dass das Ergebnis lange anhält. Hier sind einige Dinge, die zu beachten sind:

In den ersten 24 Stunden nach der Anwendung sollten keine Lippenstift, Lippenbalsam oder Make-up-Entferner auf die Lippen aufgetragen werden. Die Lippen sollten nicht gewaschen werden.

In den ersten Stunden nach der Behandlung sollten weder sehr heiße noch sehr kalte Getränke oder Lebensmittel konsumiert werden. Essen und Trinken sollte erst 2-3 Stunden nach dem Eingriff erfolgen.

Die Lippen sollten vorsichtig gereinigt werden, ohne zu reiben.

Druck auf die Lippen, der das neue Füllmaterial verformen könnte, sollte vermieden werden.

Das Zähneputzen ist erlaubt, aber sollte vorsichtig erfolgen.

Beim Essen sollte auf übermäßiges Kauen verzichtet werden.

Sport kann ab dem zweiten Tag nach dem Eingriff wieder aufgenommen werden.

In den ersten 1-2 Stunden nach dem Eingriff sollten die Lippen nicht übermäßig zusammengepresst werden.

In den ersten 3 Tagen sollte auf weiche Nahrung, auf heißes oder kaltes Berühren

Op. Dr. Muammer Kaya gibt Informationen zur Lippenaugmentation.

"Lip filler" is a commonly asked question. Lip filler is a cosmetic procedure in which various substances are injected into the lips to make them fuller and more defined. Typically, natural substances found in the body, such as hyaluronic acid, are used. This procedure is performed to increase lip volume, shape the lip contour, and reduce fine lines.

So, how is lip filler done? Before the procedure, the most suitable shape for the lips is determined, and local anesthetic cream is applied. In very rare cases, local anesthesia may be administered. These steps ensure that the lips are numb. After waiting for the lips to numb, a thin needle, customized for the individual, is used to inject the filler substance into the areas of the lips where the procedure will be performed. During the procedure, the doctor periodically applies cold packs to the lips to minimize bruising or swelling after lip filler. Once the procedure is complete, an antibiotic-containing cream is applied to the lips.

Lip filler is applied to enhance the aesthetics of lips that are thin, lack volume, or have lost their definition. This procedure provides a more aesthetic appearance to individuals with lip shape irregularities.

This procedure, suitable for both men and women from the age of 18, is not recommended for the following individuals:

Those with active autoimmune or rheumatological diseases

Those who are sensitive to the filler substance being used

The advantages of lip filler are as follows:

Body-compatible materials are used in the procedure.

There is a low risk of causing any side effects.

If the desired appearance is not achieved, lip filler can be dissolved.

Asymmetries in the lips are corrected with fillers.

Aging signs in lips with increased volume are reduced.

The effects of the procedure are visible shortly after and can be long-lasting, though they vary from person to person.

There are different techniques for lip filler:

In the French lip technique, the golden ratio between the upper and lower lips is maintained. This technique aims to give the lips a natural shape. To achieve more natural results, avoiding injecting the filler into the lip muscles and the area around the mustache is essential in this technique.

In this technique, the filler material is injected vertically with fine-tipped needles. This helps the upper and lower lip lines curl slightly outward.

Before getting lip filler, individuals take some precautions. Here are some steps you should also follow before lip filler:

Inform your doctor about the medications you are taking before the procedure.

Avoid using painkillers, blood thinners, and aspirin for two weeks before the procedure.

During this period, stay away from factors with blood-thinning effects such as alcohol, garlic, green tea, ginseng, fish oil, and vitamin E.

If you have an active cold sore in the area where the procedure will be performed, you should cancel the procedure. If you frequently experience cold sores, start taking antiviral tablets orally 2-3 days before the procedure.

When done correctly with the right filler material and by experienced professionals, the lip filler procedure is painless and safe. However, even in the most precise application, some bruising and redness may occur due to the injection of needles into the sensitive lip area. These effects are normal and will fade on their own.

Following the advice given by the doctor after lip filler is crucial to maintain the long-lasting effects of the procedure. Here are some post-procedure care instructions:

For the first 24 hours after the procedure, do not apply lip balm, lipstick, or makeup remover to the lips. Do not wash the lips.

Avoid consuming very hot or cold drinks and food immediately after the procedure. Eating and drinking should be done 2-3 hours after the procedure.

Avoid all activities that apply pressure to the lips and could crush the newly applied filler.

Refrain from vigorous chewing while eating.

You can start exercising on the second day.

For the first 1-2 hours after the procedure, do not excessively purse your lips.

Use lip moisturizer regularly for a week.

Consult with your doctor regarding smoking after lip filler.

 The provided text is a translation of the information you provided, formatted with the specified headings and some minor adjustments for readability.

Op. Dr. Muammer Kaya is providing information about lip filler

Son yıllarda estetik girişim metotları arasında en sık tercih edilenlerden biri mezoterapi oluyor. Vitamin, enzim, hormon ya da bitki özleri gibi çeşitli materyallerin enjeksiyon şeklinde cilt altına gönderilmesi ile uygulanan mezoterapi, yüz güldüren sonuçlar elde edilmesini sağlayan yöntemlerden biridir. Özellikle cilt yenileme amacıyla kullanılan mezoterapi yöntemi 1952 yılında geliştirildi.

İlk kullanıldığında amacı acının hafiflemesini sağlamaktır. Yıllar içerisinde kullanım amacı değişti. Günümüzde kolajen ve elastin üretimini artırmak, bu yolla cildi gençleştirmek amacıyla kullanılan bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz.

Yüz mezoterapisi yani mezolifting yöntemi hem kadınlar hem de erkekler tarafından rahatlıkla tercih edilebilir. Ameliyatsız olarak gerçekleştiriliyor olması da bu yöntemin daha sık tercih edilmesini sağlayabiliyor.


Mezoterapi Hangi Amaçlarla Kullanılır?



Hastalarda mezoterapi tekniğinin uygulanma amaçları hastanın ihtiyacına göre belirleniyor. Ülkemizde ve dünya genelinde bu işlemin en sık gerçekleştirilme amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Vücutta bacak, bacak içleri, kalça, kol ve yüzdeki fazla yağları yok etmek
Selülit görünümünü azaltmak
Kırışıklık ve çizgilerin daha az belirgin olmasını sağlamak
Ciltteki sarkıklıkları toparlamak
Vücut tonunu eşitlemek
Ciltteki lekeleri yok etmek ya da görünümünü hafifletmek
Saçkıran hastalığını tedavi etmek
Daha genç bir yüz görünümü elde etmek



Hastanın şikayetlerini ortadan kaldırması için kaç seans uygulanması gerektiği değişebiliyor. Her hastada yüz mezoterapisinin aynı seans sayısı ile uygulandığını söyleyemeyiz. Seans aralıklarının 1 hafta ila 4 hafta olacak şekilde belirlendiğini belirtelim.

Başarılı bir sonuç elde edilebilmesi için ortalama olarak 4 seans ile 6 seans uygulama yapılması gerekiyor. Ancak kimi zaman çok basit bir cilt problemini ortadan kaldırması hedefleniyor. Bu durumda 1 ila 2 seans uygulama ile de başarılı bir netice elde edildiğini belirtebiliriz.

Dolayısıyla seans sayısı hem hastanın cilt yapısına hem de hedeflenen sonuca göre değişkenlik gösterebiliyor. Ancak işlemin etkisinin kısa sürede ortaya çıkmaya başladığının da altını çizmek gerekiyor. Çoğunlukla uygulanan ikinci seansın ardından sonuçlar net bir şekilde gözlemlenmeye başlar.

Bu seans sonrasında cilt aydınlık bir görünüme kavuşur ve dolayısıyla daha sağlıklı bir form da kazanır. Bu işlemin bir süre sonrasında tekrarlanabildiğini de bilmek isteyebilirsiniz. Sonuç olarak ortalama 4-6 seans sonrası 3-6 ayda bir tekrarı yapılabilir ve böylelikle işlemin faydalarından daha fazla oranda istifade edilebilir.


Kimlere bu işlemin yapılabileceği sorusunun yanıtını kısa bir liste halinde aktarabiliriz:

Cildi parlaklığını yitirmiş olanlar
Cildinde sarkma ve kırışıklık problemi bulunanlar
Yüz bölgesinde yorgun bir görünüm olanlar
Tütün ürünleri kullanımı nedeniyle cildi hasar görmüş olanlar
Güneşin zararlı ışınları nedeniyle cildi zarar görmüş olanlar
Daha sağlıklı bir cilt görünümü isteyenler
Çeşitli nedenlerle meydana gelen cilt lekelerinden kurtulmak isteyenler
Görüldüğü gibi yüz bölgesi ile ilgili pek çok problemi ortadan kaldırmak amacıyla bu işlemin yapılabildiğini söyleyebiliriz. Üstelik yüz mezoterapisi seansları çoğu zaman tek başlarına başarılı bir sonuç elde edilmesini sağlayabiliyor.
Yüz Mezoterapisi Sonrasında Nelere Dikkat Edilmeli?

İşlemin ardından herhangi bir sorun yaşanmaması için bazı hususlara dikkat edilmesinde fayda olacaktır. Nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda ise şu bilgileri aktarabiliriz:

İşlemin ardından ilk 24 saat boyunca yüz yıkanmamalıdır
Bu süre zarfında makyaj yapmak ya da cilde bazı kozmetik ürünler sürmek zararlı olabilir
Doktorun belirttiği süre boyunca yoğun egzersizler de dahil olmak üzere spor yapılmamalıdır
Solaryum, sauna, hamam gibi ortamlardan uzak durulmalıdır
Enfeksiyon riski nedeniyle 2 gün boyunca denize ya da havuza girilmemelidir
Cildin direkt olarak güneş ışığına maruz kalması sakıncalıdır
İşlem sonrasında bol su tüketimi gerekir

Yüz Mezoterapisi

Die Mesotherapie ist in den letzten Jahren zu einer der am häufigsten gewählten Methoden in der ästhetischen Chirurgie geworden. Mesotherapie ist eine Methode, bei der verschiedene Materialien wie Vitamine, Enzyme, Hormone oder Pflanzenextrakte in Form von Injektionen unter die Haut gespritzt werden, um positive Effekte im Gesicht zu erzielen. Diese Methode wurde ursprünglich im Jahr 1952 entwickelt, um Schmerzen zu lindern. Im Laufe der Jahre hat sich jedoch der Verwendungszweck geändert. Heutzutage wird die Mesotherapie in erster Linie verwendet, um die Produktion von Kollagen und Elastin zu steigern und dadurch die Haut zu verjüngen.

Die Gesichts-Mesotherapie, auch als Mesolift bekannt, kann von sowohl Frauen als auch Männern in Anspruch genommen werden und wird ohne Operation durchgeführt, was diese Methode noch attraktiver macht.

Welche Ziele werden mit Mesotherapie verfolgt?

Die Anwendungszwecke der Mesotherapie variieren je nach den individuellen Bedürfnissen des Patienten. Die häufigsten Anwendungszwecke für diese Methode in der Türkei und weltweit sind:

Akustische Wellentherapie

Tedaviler

Tedaviler

Takvim

Akustische Wellentherapie

Randevu Al

Tedaviler

Tedaviler

Takvim